18 Ekim 2012 Perşembe

Sav mı aş?

İşte bazı şeyleri karamsar bir havada anlatmanın ümit vermeyeceğini, bunun bir anlamı olmadığını falan söyledi.Ben de ona bir daha ki savaşta çocukların ölmeyeceğini, kadınların bir daha tecavüze uğramayacağını,buzulların erimesinin 2 yıla kadar duracağını söyledim. Bilmiyorum ki kötüye kötü demenin zararını.Savaş kadar beni öfkelendirmese de bir çok konuya elimde çiçeklerle yaklaşmıyorum.Savunduğum şey olayların en berbat sonlarını göstererek çıkış yolunu anlatmak.Bu yüzden Pink Floyd'un Hey You şarkısına vurulmuştum. Önce duvarların varlığından bir haber bağırdım.Solucanlar beynine hücum ediyor.Fakat şarkı adam öldü beyler dağılalım şeklinde bitmiyor ki.Son yazımla tekrara düşeceğim üzgünüm...Birlikte dayanırız,ayrılırsak düşeriz diyerek bitiriyor.Bu umut değil de nedir? Karamsarsa karamsar evet.Şair burada gül bahçelerinden bahsetmiyor.Zaten umut etmek dediğin kötü durumlarda hissedeceğindir.Dünya b.ktan bir yer.Kimse benden bu manzarayı görüp de b.kun üstünde gülücükler saçarak kaymamı beklemez heralde. Ah ama insanlar... Manzara inkar edilerek güzelleşmez.Bunu anlamakta direnmeye devam eden ahmaklar... Çok oyun oynadığım için gerçekle hayali karıştırdığımı öne süren bu "anormal avcıları", belki daha fazla şiddet izlemiş olmama rağmen,savaşlarda ölen çocuklara boş gözlerle bakan zavallılar... Ben iğreniyorum.Ben bıktım.Medya tarafından eğitilmiş köpeklerden başka hiç bir şey olmayan bu yaratıklar...Vicdanı olmadığı için sirenlerle uyanıp,ekmek kuyruklarında açlıktan ölürken savaşın ne demek olduğunu anlayacaklar.Ve televizyona çıkıp karısının ve kızının tecavüz edildikten sonra gözlerinin önünde öldürüldüğünü anlatacak ruhsuz; bir sonraki sirenin çalacağı ülkenin yayınında.Hem de ibretlik bir yayın da değil.Reklam yapayım Kanal-D nin haber sunuşları gibi absürt, cesetlerin fotoğrafları eşliğinde amerikayı övecekler. "Burdan halkıma sesleniyorum, sahip çıkalım ABD'ye,patronumuz oluyo da bizim".  Anca halk yer zaten bunu.

amerikanın Irak'a demokrasi götürdüğü yıllarda, amerikada suç işleyen (özellikle cinayet) insanlara şunu soruyorlardı: ya ömür boyu hapis,ya da askerlik.Demokrasilerde çare tükenmez miydi neydi o hesap.Bu cellatları çok şanlı şerefli demokrasiye boğma gayeleri ile Irak'a gönderdiler.Ne demokrasiymiş arkadaş...Bir ilginci de işgalden sonra idam edilenlerin sayısı, işgalden öncekine oranla daha fazla...

İlgili resim:


Korkunun susturamayacağı belki de tek şey vicdandır.Kimin için,ne için onu susturmaya çalışıyorsunuz? En başta yazmıştım sizin için duymak istediğinizi tekrar yazayım onunla doyurun kendinizi.Savaşta ölen çocukların kanları menekşeler büyütüyor, silahlar su tabancasıymış aslında (sağlığa zararlı olmayan cinsinden bu su).türkiye de sırf ortalık yeşersin diye amerikaya yardım etmek etmek istiyor,duyarlıyızdır da,şanlı türk ırkı bunun için Irak'ta kaçırdığı fırsatı Suriye'de değerlendirmeli.çok değerli halkımız da onun için ağzından salyalar fışkırtarak "bütün cihan bizimdir ulan" diyor.özgürlüğün savunucusu amerika krizlerin içinde stres atmak için faydalı işlerde bulunmak istemiş.petrol falan hep dünya malı. Alın size gül bahçesi.